-
1 porter
Iv t1 taşımak2 tenir tutmak3 soulever taşımak4 déplacer götürmek5 orienter yöneltmek, yoğunlaştırmak6 donner getirmek◊porter bonheur / malheur — uğur / uğursuzluk getirmek
7 porter plainte contre qqn birini adalete şikâyet etmekIIv i1 porter sur konusu olmak◊Le débat portait sur la justice. — Tartışma adalet konusundaydı.
2 s'entendre loin uzaktan duyulmak3 etkili olmak◊Notre pétition a porté. — Dilekçemiz etkili oldu.
-
2 nachtragen
nach|tragenirr vt1) arkasından taşımak; ( nachbringen) arkasından götürmek2) ( hinzufügen) eklemek (-e), ilave etmek (-e)3) ( verübeln)jdm etw \nachtragen birine bir şey için kin beslemek [o tutmak]; ( nicht verzeihen können) birini bir şey yüzünden affedememek -
3 iletmek
vt1) leiten, weiterleiten2) ( ulaştırmak) übermittelnbirine bir şey \iletmek jdm etw übermitteln, jdm etw zukommen lassenduyduklarını okurlara \iletmek das, was er erfahren hat, an die Leser weitergebenöğrenciyi arabayla eve \iletmek den Schüler mit dem Wagen nach Hause bringenısıyı dışarı \iletmek die Wärme abstrahlen -
4 nehmen
nehmen <nimmt, nahm, genommen> ['ne:mən]vt1) ( ergreifen) almak;ich weiß nicht, was ich \nehmen soll ne alacağımı bilmiyorum2) (an\nehmen) kabul etmek;man muss ihn \nehmen, wie er ist onu olduğu gibi kabul etmek gerekir3) ( verlangen) istemek;er nimmt 30 Euro die Stunde saatine 30 euro istiyor4) (weg\nehmen) alıp götürmek; (heraus\nehmen) almak (-den);jdm die Hoffnung \nehmen birinin umudunu kırmak;du solltest dir einen Anwalt \nehmen kendine bir avukat tutsan iyi olacak6) (ein\nehmen) almaketw zu sich \nehmen; ( essen) bir şey yemek; ( Kleinigkeit) bir şeyler atıştırmak; ( trinken) bir şey içmek;sie nimmt Pillen hap alıyor;ich nehme nie Zucker in den Kaffee ben hiçbir zaman kahveme şeker almam;\nehmen Sie noch ein Stück Torte? bir parça pasta daha alır mısınız?7) etw auf sich \nehmen bir şeyi üzerine almakjdn zu sich \nehmen birini yanına almak;jdn beim Wort \nehmen birinin sözüne inanmak;sie nahmen ihn in die Mitte onu ortalarına aldılar;er ist hart im N\nehmen metanetlidir;jdm etw übel \nehmen birine bir şeyden alınmak [o gücenmek]
См. также в других словарях:
iş — is. 1) Bir sonuç elde etmek, herhangi bir şey ortaya koymak için güç harcayarak yapılan etkinlik, çalışma İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir. S. F. Abasıyanık 2) Bir değer yaratan emek 3) Birinden istenen hizmet veya birine verilen… … Çağatay Osmanlı Sözlük
çekmek — i, e, er 1) Bir şeyi tutup kendine veya başka bir yöne doğru yürütmek Hepsi iskemleleri çekerek masanın etrafında bir halka yapmaya hazırlanıyorlardı. R. N. Güntekin 2) Taşıtı bir yere bırakmak, koymak 3) Germek İpi çekmek. 4) İçine almak, emmek… … Çağatay Osmanlı Sözlük